5 Ocak 2010 Salı

Asgari Ücret

Her altı ayda bir alçakça yükseltilen asgari ücret için 2009’un bitmesine sayılı günler kala, kozmik odada tespit komisyonu toplanır. Yeni yıla mandalina yiyerek ve bayat Levent Kırca esprileri seyrederek girecek olan yurdum insanının asgari/en az ücreti belirlenecek. Hiç biri de asgari ücretli olmayanlar tarafından...

Yoklama alınır:
Herkes hazır mı arkadaşlar?
Hükümet yetkilisi? -Burada.
İşveren vekili? -Burada.
İşçi temsilcisi? -Yok.
Neyse olmasa da olur. Hade başlayalım:
Açlık sınırı? 795 lira. Yoksulluk sınırı?2.588 lira. Hım! Meksika sınırı? İşçinin siniri? O henüz belli değil. Ücret açıklanınca sinir katsayısı, yıllık bazda kümülatif artış oranına bağlı. İyi de bu sınırları kim koyuyor? Açlığın sınırı mı olur? Aç mezarı var mı? Şu mezarda kim var?. Tokluk sınırı ne? Açgözlülüğün sınırı ne kadar azizim? Dalaylama dalaylama konuşturmayın beni.

Biz diyor muyuz azami ücret şu kadar olacak diye? En az ücret 577 lira olacak diyoruz. Başkada bir şey demiyoruz. Şunu diyoruz; İşçinin koliyi kaldırması için eğitime ihtiyacı yok. Eğitim parasını düş. Sağlık dersen, bak domuz gribi aşısı bile olmuyor. Sağlığı da düş. Giyim kuşam derseniz işyeri elbiseleri, tulum vs düş düş. Hem 1 Mayıs gösterilerinde kırıp döktükleri cam çerçeve, yaktıkları otomobiller. Gerçi onlar asgari ücretli değil ama olsundu.

Yarın gazetelerde oku; yok 41 simit parası, yok sadaka gibi zam. Para vaadıda biz mi vermedik? Bak Yunanistan iflasta, Dubai öyle. Dubai mi? Yılbaşını orada geçirecektik. Vergiler? Alan vergisi mi? Yok canım, asgari ücretin vergisi. Onu işçi ödüyor ya zaten. Sıka sıka ödeyecek. Hımm!

Arkadaşlar polis kokusu alıyorum. Bu odaya polis girebiliyor muydu? Şu kağıdı biriniz hemen yutsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...