26 Şubat 2012 Pazar

Mit maceram

Günlerdir ülkemizde MİT, polis, savcı, adliye, hükümet, cemaat arasındaki güç çekişmesini üzülerek ve şaşırarak izliyoruz. Yoksa sizde benim gibi aklı karışanlardan mısınız? Merkez medyayı okuyoruz; “Savcı MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ı ifadeye çağırmakla doğru bir şey yapmıştır.” Kısmen hükümeti destekleyen medyaya bakıyoruz; “Burada asıl hedef hükümete karşı yargının “sivil” darbe girişimi.” Olduğunu savunuyor. Durun bakalım “Yeni Türkiye” de daha neler göreceğiz!

Tüm bu olup bitenleri anlamaya çalışırken, hafızamda yaşadığım bir hatırayı aktarmak istedim.
Çok kitap okuduğum zamanlardı. Sanıyorum lise yıllarımdaydım. Bir kitap almıştım. Adı: “Bir Türk ajanının Rusya hatıraları” idi. Yazarı Sadık Tiryakioğlu. Soğuk savaş yıllarında okuduğum bu kitap beni çok etkilemişti. Sovyet Birliği döneminde Rusya'daki Müslüman Türk'lerin dramını ve başından geçen olayları anlatıyordu. Bende de “007 Bond” olma hissi uyandırmıştı! Gençlik aşkı işte!

Özet geçiyorum: Ankara Ulus'taki Milli İstihbarat Teşkilatı'nın Posta kutusuna bir mektup gönderdim. Menfur bir suikasta kurban giden o zaman ki müsteşar Hiram Abas'a. O da beni 20 Ekimde Ankara'da yapılacak sınava davet etti. MİT'in sınavları genellikle sonbaharda yapılıyordu. Gerekli evrakları tamamlamam bir hafta sürmüştü. Neredeyse bütün; amca, dayı, hala, teyze, kardeşler adresleri kimlik bilgileri, meslekleri. En samimi iki arkadaşının ismi adresi, mesleği vs. Bu zamana kadar oturduğun adresler vs. Askerlik bilgileri hariç, hepsini tamamlayıp Ankara'nın yolunu tuttuk. Sınavın yapılacağı Ulus'taki tarihi opera binasının önünde beklemeye başladık. Etraftan birer ikişer çoğalmaya başladık. Yalnız değildim. Ama kimse kimseye bir şey demiyordu. Geleceğin “ajan” adaylarıydık! Şimdiden havaya girmiştik bile! Yirmi otuz kişi kadar olmuştuk. Zaman sonra aramızda fısıldanmalarla konuşmaya başladık. Birbirimizle nereden geldiğimizi ve memleketlerimizi öğreniyorduk. Aslında hepimiz değişik şehirlerden gelmiştik. Heyecanla sınav saatini bekliyorduk.

Neyse bizi çağırdılar, ahşap merdivenlerden ikinci kata çıktık. Hemen sağ tarafta çay odası vardı, yüksek tavanlı uzun bir koridordan ilerleyip odalara alındık. Sınavın şartları ve kuralları söylendi. Sınav kâğıtları dağıtıldı, önce test sorularını çözdük, sonra kompozisyon yazdık. Kazananlar sözlü sınava çağrılacaktı. Tabi ben askerlik yapmadığım için tekrar çağrılmadım. Hiram Abas bana teselli mektubu yollamıştı: “Türk Milletine hizmeti her şartlarda yapabilirsin” diye. Böylece Samsun “istasyon şefi” olma hayalimde bitmiş oldu!

Olur ya günün birinde MİT müsteşarı Hakan Fidan'da “doğru olan” hatıralarını yazarsa; bizlerde bu bize “karanlık” dönemi bir nebzede olsa anlamış oluruz.

14 Şubat 2012 Salı

Günün Sözü



Lütfen
sevgimizi çocukların ve sevdiklerimizin erişemeyeceği yere koymayalım!

5 Ocak 2012 Perşembe

Günün Sözü


Bir kaç iyi insan Cennet'te konuşuyorlar;
"Arkadaşlar çok iyi iş başardık!"

1 Ocak 2012 Pazar

Yeni Yıl

Mümkünse;

  • Yeni yılda; sağlıkta eşitlik olsun, herkes eşit hasta olsun istiyorum! Bunu niye istiyorsam!
  • Yeni yılın sloganı; kızgınken sen sen değilsin olsun istiyorum!
  • Yeni yılda; yeryüzünde kardeşlik olsun, barış olsun, barışın kardeşi olsun… istiyorum!
  • Yeni yılda; tutukluluk süresi azalsın, çocukluluk süresi uzasın istiyorum!
  • Yeni yılda; Bu duvara yapacağınız “başvurular” gizli tutulacaktır. İstediğiniz kadar başınızı vurabilirsiniz diyorum.
  • Yeni yılda; kabuk bağlayan yaralar deşilmesin istiyorum!
  • Yeni yılda; Merkel ve Sarkozy gibi modası geçmiş siyasetçileri paraşütsüz fırlatma koltuğuna oturtup, fırlatma tuşuna basmak istiyorum
  • Yeni yılda; çevrim teorisi çürütülsün. Kimse birbiriyle küs durmasın. Herkes birbirleriyle çevrimiçi olsun istiyorum!
  • Bir mite göre beynimizin ancak %10'unu kullanıyormuşuz.
  • Yeni yılda; siz bey'inizin kaçta kaçını kullanacaksınız hanımlar? Demek istiyorum!
  • Yeni yılda; bütün genellemeler sınırlandırılmalı. Hatta bu genelleme dahi!
  • Yeni yılda; neredeyse tüm yerel TV'lerde karşımıza çıkan Dr. Ömer Coşkun' nu, ağdalı anlatımını ve erkek beygir gücü haplarını görmek istemiyorum!
  • Yeni yılda; içimdeki kış uykusuna yatmış “sınırlı devi” uyandırmak istiyorum!
  • Yeni yılda; karda yürüyüp izimi belli etmek istiyorum!
  • Yeni yılda; Çetin Altan'a “Kirpiyle kıç ne zaman bir araya gelir?” diye sormak istiyorum:
a - Kirpi tıraşlıysa
b - Kıç başkasının kıçıysa
c - Lider emrederse, diye cevap almak istiyorum!
  • Yeni yılda; “Fahiş” zam alan asgari ücretlinin küfürleri sansür edilsin istiyorum!
  • Yeni yılda; içine kırmızı don giyerek ve mandalina yiyerek yeni yıla giren yurdum insanı “bende şans olsaydı” diye başlayan cümleler kurup, “sınırsız ihtiyaçlar ile sınırlı imkanlar” arasında yaşayıp durmaya devam edecektir! Neden diye sormak istiyorum?
  • Yeni yılda; gençler işsiz ihtiyarlar, dişsiz olmasın istiyorum!

İyi de kime diyorum? Huuu!
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...