7 Şubat 2010 Pazar

Isı Yokluğu


Bunları bilmek isteyeceğini sanmıyorum;
...
Şimdi hangi yüzle bakacak yüzümüze yeryüzü
Gecenin koyu mavisinde
Kuytular sessizlik, tepeler haykırıştır.
Gençliğin silik yüzlerini hatırlamak istemez
hayatı ciddiye alan.
Sürahilerin bir derdi yok aslında
bardaklar olmasa
Kaburga kemiği gibi eğildi insanlar
-paranın karşısında-bitiveren umutlarıyla
Bu kaçıncı bahar?
Böyle naz mı olur?
Günlerin hıçkırığı içimde
İstediğim dert, bu değil
Etrafımda dönen pervane misin;
Yoksa ince bir sızı mı yüreğimde…
Kapılar niye kapalı, ıslık çalan rüzgara karşı
Günah gözlerin vebali vardı gülkurusu akşamlarda
Eylüller derdime çare değil
Gecenin gölgesinde kayboldu tüm rüyalarım
Sonsuzluğa merdiven dayadım
Susuzluğun içinde boğuldum
Bugün aynı dünkü gibiyim,
Gündüzleri çuvala koydum kafa ütülüyorum…
İşte iyi bir dünya; al yarısı senin olsun!
Al bir tas mutluluk sana

Hayat neye benziyor dersin,
Ya kırık bir kalp ya da bir teselli
Evet evet ucuz yürek bunlar
aklımdasın hayat!

Çocuklar anaya sığınır ana kime?
suda boğulan balık, bulutu ağlatan ne?
Bu haykırış kime?
Eyvah! Bu ses kimin ya bu kavga
Bir damla kan bin acı demek
Çağrıya parça parça toplandılar
Küçük tekmeler bunlar bebek
Vuslatın beşiğinde büyümüşüm…
Hayat sanki amiral battı oyunu
Sabun köpüğü gibi yalancıydı dostluklar
Önce büyüdü, parladı sonra bitti.
İçine sığmadı dolunayın büyüklüğü
Hergün gelişen ne var hayatımızda
nefsimizden başka…
Ya göl yoğurt tutsaydı. Hadi oradan
kıdemli yalancı.
Mazeret kabul etmiyorum.
Cüzdanını sattı, kimliği de içindeydi
Daha sen bilemezsin;
Parasını verene beleş bu hayat
Hangimiz aldık hayatın darasını
İyiki maviyi unutmamışım
Abiler amca olmuş, amcalar kocamış,
kocayanlar göçmüş.
Ayağı şişman çocuk nerede?
Kaç kere rafine bu
Tadı dalağımda kaldı.
Köpek gibi havlamasını bilmiyorum
Konuşmaya çalışıyorum sadece
kayıp sözlerle…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...